bugün

entry'ler (19)

buca eğitim fakültesi

Fakültede at var abi. Bildiğin at. ingiliz yarış atı, hediye gelmiş herhalde. Resimde de görürseniz dekanlığın önünde takılıyor. Dekandan havalı, öyle sevicem filan diye türlü maymunluklar yapmayin bosuna, kafasını çevirip bakmıyor bile. ingiliz kibiri.
görsel

timur vs yıldırım bayezid

Timur'u haklı bulsam da Bayezid'in askeri morali için yaptığı manevra hoşuma gitmiştir.

Osmanlı o yıllar hem Timurla savaşırken hem de Niğbolu'da bir haçlı ordusuyla çarpışıyordu. Zaten 1. Bayezid Niğbolu'ya çok hızlı bir şekilde yetiştiği için bu ünvanı burada almıştır ki en yaygın inanış da bu. Fakat aynı anda Timur da Ankara'ya geldiğinde, askerinin moralini bozmamak için Niğbolu'daki askerlerin arasında Bayezid'in kendi ceplelerinde savaştığı dedikodusunu yaymıştır ama aslında Ankara'ya Timur'a karşı savaşmaya gitmiştir. Savaşı kaybedeceğini anlayınca "bari Timur'u indireyim" diyip, tek başına atını Timur'un çadırına sürmüştür fakat atın ayağı taşa takılarak düşmüş ve Bayezid 90+1 deki şansını da kaybetmiştir.

Bayezid'in bir gözü kör, Timur'un bir ayağı topal. Şu dünya bir kör ile bir topala bile yetmiyormuş gerçekten. Barbarlıkla tarih yazan Timur gibi kavimlerin çoğunun sonu kısa sürmüştür. Osmanlı ise bugün hala kültürüyle, bilimiyle, sanatıyla, yapıtlarıyla tarihe adını kazımıştır.

bir gören olacak

görsel

duyması zevk veren ingilizce cümleler

Your credit card isn't working so you can't pay the fare, right?-FakeTaxi

osmanlı savaştan başka ne yaptı

ilmi Sima: Kişinin oturmasından, kalkmasından, yemesinden içmesinden kriminal araştırmaların yapıldığı bir bilim. He tabi kitapları bulgaristana kagit fabrikalarına sattıgımızda ingilizler oradan seçip kendi arşivlerine götürmülerdir. Bugun ilmi sima öğrenmek için ingilizce bilmek gereklidir.

Düzgün bir adalet sistemi: dokunulmazlık diye birşey yok, avukata ihtiyaç duyacak kadar komplex olmayan yasalar, oldukça hızlı işleyen mahkemeler, kadı insiyatifinin neredeyse sıfır olması, bir bölgede bir hakimin 6 aydan fazla görev yapmaması (Oranın zenginlerini dost edinmesin diye). Öyle bir yasal düzen ki, polis teşkilati gibi bir unsura dahi ihtiyaç olmaksızın insanların güvenliğini sağlama. Sorarım modern dediğiniz dünyada bugün bunların hangi birisi var.

Mükemmel bir vergi sistemi: Vergiyi kazançtan değil de varlıktan alma. Yani insan para saklamak yerine harcamaya teşvik ediliyor, paranın dolaşım hızı artıyor, böylece aynı para sana aynı hızda geri geliyor. Ayrıca kazancı gizlemek mümkün fakat varlığı gizlemek daha zor oldugundan vergide kaçak olayı da düşük ihtimal.

Piri Reis haritası: Dünyayı onaltıgen olarak çizmiş ve yuvarlak diyenleri de göt etmiş olup, nasa da bunu kabul etmiştir.

vs... Bu soruyu soran arkadaşa da kızmıyorum çünkü kitaplar da dahil kaynaklarda da hiçbirşey yazmıyor, kaynaklarımızı bir şekilde kaybettik (belki harf devrimi olsun, belki yazma kültürümüzün olmaması gibi bir çok sebep buna neden olabilir) ama biraz mantıklı düşündüğünüzde "yahu bu insanlar nasıl vergi veriyordu?" "ne ilaçlar kullanırlardı" sorularının bir cevabı olması gerektiğini anlarsınız.

Unutmayın, Roma imp. olsun, Osmanlı, Büyük makedonya, ABD gibi birçok kavim boşu boşuna onca yüzyıl ayakta kalmaz.

bülent ersoyun iki kere sünnet olması

görsel

Bülent Ersoy'un iki kere sünnet olması.

Bülent Ersoy'un sünnet çocuğuna cesaret vermek için söylediği sözdür.

başrol oyuncusu öldürebilen dizi

istenirse maymundan bile başrol oyuncusu yapıyorlar (Çarli) bu memlekette. Ne kıymeti var başrol oyuncusunun bir dizide.

Beşinci Boyut var, baş karakter daha ilk bölümden ölüyor.

türkiyenin en uzman tarihçisi kimdir

ilber ortalyı bilim adamlığından, tv programlarından önce capsler ile meşhur olmuştur. üniv. kazandığım sene 2011 de DEU dokuzçeşmeler yereşkesine gelmişti kendisi (o dönemler topkapı sarayı müdürydü). Sağa sola bakıyorum adamın yanında takım elbiseli, sanırsam okuldan bir hoca var, bir o tanıyo, bir ben tanıyorum, bir de 50 yaşındaki güvenlikçi abimize sordum, o tanıyormuş.

Hatta sınıfta geyiğini çevireyim derken ben geyik oldum.

-"ulan yerleşkeye ilber ortaylı gelmiş, görsen kimse kafasını çevirip bakmıyor var ya. Tanımıyorlar mı ne?"
-"Serdar ortaçlının nesi oluyor ki o?"

Sonra sustum ve sessizce mezuniyeti bekledim.

1 mart muhasebeciler günü

"Yeryüzündeki en sıkıcı mesleğin mensupları. Bekleyin gözümde memur tipi iplikli gözlüğümle, elimde sefer tasımla, en sıkıcı mülayim kişiliğimle yakında aranıza katılacağım" diye entry girecekken gördüğüm ( http://paylasman.com/cont...sikilip-pornocu-oldu.html ) haberde ofis mesleklerinden insanların da aksiyonlu işler peşinde olabileceğine şahit oldum.

ben üzüntüden ne yaptığımı biliyor muyum

Eşinin vefatı üzerine Makber'i yazan Abdülhak Hamit'in eşinin taziyesine gelen kadınla iki hafta sonra evlenmesidir.

kendinizle sevgili olur muydunuz sorunsalı

Şu an flört dönemindeyiz ama bilmiyorum. "Ben"le birlikte olmak kolay değil gibi.

aseksüel olmak istiyorum ne yapmam lazım

Aslında ben de keşke aseksüel olsamıydim diyesim gelmiyor değil. Lisede, üniv. de olsun dişi insan ırkı zaten iyice "invisible man" kıvamına getimiş. Ulan sevilmeyen, nefret edilen adam olsam neyse de, siklenmeyen adam oldum resmen. Kimi arkadaşlarım yeri geldi "ulan ortamın tek sapı bu kaldı, gelip benimkine yavşamasın" diyip mesafe bile koydu! Saplar kızlarla konuşamamaktan şikayet eder, ben daha kızın görüş alanına bile giremiyorum hani o derece. Aseksüel olsak ohh ne rahat olurmuşum.

Bi de konuyu matematiksel ele alalım. Nufusumuzun %51 erkek %49 u kadın ise, zaten üst yaş grubunun büyük çoğunluğunun da kadın olduğunu varsaydığımızda, hele ultrasonda kız çocuk görüp de kürtaja koşanları da sayarsan oran %60 a %40 kaldı denilebilir (mantıklı da, sokakta şurda burda, sosyal her alanda kadın sayısı belirgin bir şekilde az) bu yüzde 40 en iyi erkek (yakışıklılık, maddiyat, muhabbet vs.) %40 ı seçecek. Tabi kadınların aldatılmaya daha müsamakar olduğunu, erkeğin çok eşiliğini de göz önünde bulundurursan, birden fazla kadın bir erkeğe eşleşirse bu %40 lık kadın %30luk erkeği seçer desek daha doğru olur. Geriye kalır mı %30 ezik tabaka sap bi erkek nufus, hadi bunun %2si eşcinsel olsa kalan %28 aseksüel yaşamasın da ne yapsın sözlük?

Keşke beslenmeden, cinsellikten, aşktan, sevgiden dünya hayatında bir çok zevkten vazgeçebilsek. Otursak L&M ismail Abi gibi, beklesek bizi de alıp götürecek gemiyi.

iibf iktisat işletme okumadan önce düşün

Yazı çok uzun ama 4 yıl okumadan önce bir düşünün. Her satırı tek tek tecrübe edilmiş 4 yıl gizli bu yazının içinde.

Merhaba arkadaşlar ben şu an Dokuz Eylül Üniversitesi işletme Fakültesinde ingilizce iktisat 4. Sınıf öğrencisiyim. Düz lisede iken “aga fen zor, benim kafam basmıyor, yapamıyorum eşit ağırlığa geçeyim” diyerek hayatımın mallığını yaparak o gün eşit ağırlığa geçmiştim. Düşündüm ne seçilebilirdi eşit ağırlıktan? Çevrede kariyer baabında bilgi verecek bi büyüğüm yoktu, okulda rehber hocasının zaten kendine hayrı yok. Kafamın dikine gidip hedefi hukuk belirleyip başladım çalışmaya. Sınav sonucunu elime alınca 29 bin sıralamayla ile o zaman (2011) de hukuğun gelmesi pek mümkün değildi. Fakat fen puanıma bakınca iyice şok olmuştum. O zamanlar LYS fen bilimlerine girmeyince de puanımız hesaplanıyordu. Sıralama 125 binlerde! Ulan Ygs’de bile 1 tane fen testi karalamamışım halbuki 30 Ygs, 30-35 tane de LYS matematiği ile sadece! Keriz gibi hissediyordum TMden hazırlandığım için. Ben de herkes gibi “fenciler sanki çatır çatır fen yapıyorlar da o mühendislikleri kazanıyorlar” zannederken resmen şoka girdim.

Ders 1: Fenden mutaka sınava girin, hazırlansanız da hazırlanmasanız da. iyi kötü anadoluda meslek yüksek okulu veya mühendislik kazanılıyor. Zannetmeyin fen öğrencileri sizden daha zeki ya da siz gerizekalısınız. Kazandığınızda zaten silbaştan herseyi ogretiyorlar, eksiğiniz de kalmaz.

Tercih zamanı geldi sağdan soldan soruşturuyoruz. Anadoluda fen tabanlı bir bölüm mü yoksa büyük üniversitelerde iibf mi diye. “Yok oğlum bak dokuz eylülün, marmaranın filan ayarını siksen tutmaz yaz gözü kapalı büyüklerden birini” gazlarından sonra DEU ingilizce iktisata yerleştim.

Şimdi iktisat deyince 4 sene boyunca sana nasıl bir iş kurulur, bir ürüne talep ne kadar olur, kaç liradan satılır tarzı şeyler öğrenmeyi bekleyeceksiniz ama yarısını bile öğrenemeden mezun olacaksınız haberiniz olsun.

Misal sana öğreticekler ki “eğer bir ürünün fiyatını düşürdüğünde müşteri miktarı artış oranı fiyat düşürme oranından daha fazla oranda ”artacaksa” fiyatı azalt, sürümden kazanırsın.” (Fiyat Elastiyeti). “Artacaksa” kelimesine dikkat edin, yani bu öğrendiğinizi uygulayabilmeniz için artacak mı artamyacak mı onu bilmeniz gerekiyor.

Burası çok önemli “okulda size öğretilenler bir ürünün nasıl üretildiğini, piyasada ne kadar talep gördüğünü vs. teknik bilgileri bildiğiniz varsayılarak öğretilir.” Yani bir moda evi açacaksanız siz o bölgede ne kadar müşteri bulabileceğinizi zaten biliyor olmanız lazım. Ancak O bilgilerden sonra iktisatı gerçek anlamda kullanırsınız.

işin kötü tarafı, en acı gerçeği ne biliyormusun liseli? O teknik bilgiler olmadan senin iktisat bilgin bir boka yaramıyor.

Daha dur, dram bitmiyor. Sağdan soldan o malum soru gelecek... “Eee... sen bu okulu bitirince ne olacan?”

“Daha birinci sınıftayım birşey belli değil” diyeceksiniz ama 4. Sınıfa geleceksiniz yine belli olmayacak. Her şeyi yüzeysel, teorik öğreneceksiniz.

Misal: “Eğer türkiyede sigara satışlarının miktarı x olsun, deflasyon yaşanırsa sigara fiyatı ne kadar düşer” diyip size % kaç oranda düştüğünü öğretecekler ama x’in ne olduğunu bilmediğin için mezun olduğunda bu bilgi muhtemelen piç olup gidecek.

Okulda size paranın nasıl kazanıldığı, girişimcilik namına birşey öğretilmeyecek, nasıl bankacı olunur, nasıl muhasebeci olunur, nasıl köle olunur onu öğretecekler.

Sonra okul bitecek. Girebileceğiniz iş imkanlarını söyliyim: 1-Bankalar: Faizli kredi satmak için koşturmak istemiyorsanız helal haram ayırıyorsanız bankalar biraz sıkıntılı. Fakat müfettişlik vs. kadrolarda sadece teftiş işi ile uğraştığınız için onlar biraz daha mantıklıdır. En azından faizli krediye aracılık etmek zorunda kalmazsınız. Müfettişlerin falan maaşları filan mükemmeldir fakat elinize geçer mi onu bilemem.

2-)Muhasebe veya Bağımsız Denetim: Şirketler gelir giderlerini, finansal varlıklarını ve borçlarını yatırımcılara karşı şeffaf olabilmek adına veya bankalara temiz bir sicil gösterip kredi almak için belirli tablolarla yayınlamak durumundadırlar. Bu tabloların hazırlanmasında eksik gedik var mı yok mu diye denetlersiniz ya da hazırlarsınız. Tabi bu tablolardan anlamak için iyi düzeyde muhasebe bilmeniz lazım (ki iktisat bölümü çin konuşiyim sadece bir tane koftiden yüzeysel bi muhasebe dersi alırsınız, onun da çok bi numarası yok). Vergi Mevzuatı filan bilmeniz lazım, muhasebe standartlarını bilmeniz lazım ki bunları da okulda öğrenmezsiniz. Yani herhangi bir bölüm mezunundan çok farkın yok.

3-)Devlet Kadrosu: Devlete güvenip okumanızı önermem, neticede bu fakülteler devlet ihtiyacına göre açılmıyor. Yani çıkıp da “bu yıl niye memur almıyorsunuz” diye itiraz etme hakkınız yok.

4-)Kendi işinizi yürütürsünüz: bakın bu kısım önemli. Eğer halihazırda duran işletmeniz varsa kar da ediyorsanız suya sabuna dokunmayın o iş yerine sahip çıkmaya bakın. Bir mesleğiniz varsa, teknik anlmda bilgiliyseniz iktisat vs. okursanız tadından yenmez.

5-)Broker-Trader olmak: Hisse senedi forex bürolarında çalışmak da bir opsiyon. Fakat bilgi paylaşımındaki sıkıntılar sebebiyle helal haram konusunda seçici arkadaşlar için yine çok sağlıklı bir seçenek değil. Ama bana farketmez yerim diyorsanız imkanınız var. Bunun için SPK lisansı almanız lazım. Burada da bu lisansı almak için 4 yıllık "herhangi bit bölüm" mezunu olmanız yeterli, yani her bölümün mezunu sizin rakibiniz. isterse sizin işinizi herkes yapabilir demek. Fakat siz herhangi bir sınavla vs. biyerlerinizi de yırtsanız siz onların mesleğini yapamazsınız.

Yahut her sektörden bir firmanın finansal anlamda her işini takip edecek bir iş de bulabilirsiniz.

Şimdi okulda öğreneceğiniz bir şeyden daha misal vereyim. “Bir sektöre uzun vadede girişlerde kar 0 a iner” Bu demektir ki, bir mahallede kasap dükkanı açıp başına adam koyup elinizi işe sürmeden sadece yatırdığın paradan kazandığın miktar sıfır olana kadar sektöre girişler devam eder. Uzun vadeden kastımız da “madem kasap dükkanı açmak para kazandırıyor, bugün bi kasap dükkanı açayım desem o parayı bulmam, dükkan ayarlamam vs. ne kadar sürer” dediğiniz zaman bu da uzun vade demektir. Okulda nasıl işsiz kalcağınızı öğreniyorsunuz burada! Alt paragrafı okurken bu bilgiyi aklınızda tutun!

Misal bağımsız denetçi olacaksınız, piyasada 10.000 TL maaş veriliyor diyelim bu denetçiye . Gerçekten ağız sulandıran bir maaş. Bağımsız denetçi olmak için talep artacak... Zurna burda zırt diyor arkadaşım. Senin 4 yılda bitirdiğin okulu, mühendislik mezunu bir adam 2 yıl iibf üzerinden bir bölümde yüksek lisansla bitiren adam senle bir sayılıyor. Yani mesleğinde muazzam paralar kazanman çok da kolay değil, o kadar yüksek paralar ufukta göründüğünde, herhangi bir lisans mezunu kimse 2 yıl dışarıdan yada uzaktan eğitimle okuyup (Ki fen tabanlı lisans mezunları iibf okumak isterse onlara her kapı açık. Açıköğretim, uzaktan eğitim vs. istedikleri takdirde kolayca bu diplomaları alabiliyor. Hem çalışıp hem okuyarak bile 2 yılda almak mümkün fakat siz götünüzü de yırtsanız onlarınkini alamıyorsunuz) hemen size rakip olup maaşları düşürecektir.

Misal idari hakim olacaksınız, sınavlarına girdiniz. idari hakim olmak için iiBF yada Hukuk mezunu olmak ve sınavlarını geçmek gerekiyor. Fakat burda da çok saçma bir olay var %25 kontenjanı. Yani seçilen hakimlerin max. %25 i iiBF’li olabilir demek. Burda şunu soruyorsunuz, “yahu madem iibf mezunu adamı sınava sokmanıza ragmen bilgisine güvenmiyorsunuz, niye alıyorsunuz? Hadi madem güveniyorsunuz ne diye bu kota??” Ulan adamı hukukçula aynı hukuk sınavına sokuyorsun, hukukçudan daha iyi hukuk yapıyor yine yaranamıyor. Fakat SMMM olmak içinse bırak hukukçuyu, mühendis bile gelip senin işini yapabiliyor! Kimsede diploma filan sormuyor. Sorsa ne olacak! adam bir şekilde dışardan, açıktan bir şekilde alıyor.

Şunu bilin ki türkiyede bir işi yapabilmek için yetenekli değil diplomalı olmak gerekir bu yüzdendir ki iiBF yazmayın diplomanız 5 para etmiyor. illede idari işlere meraklıysanız, 4 yıllık fen tabanlı bir bölümü bitirdikten sonra ya dışardan okuyun ya da 2 yıl yüksek lisans yapın olsun bitsin.

Şunu demiyorum iiBF okursanız işsiz – aç kalırsınız. Aç mezar yok ille biyere gireceksiniz ama aynı parayı sürünmeden de kazanabilme imkanınız varken aksiyon aramayın! 5-10 matematik 5-10 fen netiyle muşta mühendislik okuyan adam size sayısal zekanız yok derken içiniz sızlar. Otobüste önünzde oturan tıpçılar aralarında “ya bu iktisatçılara filan ne diye burs veriyorlar, bize daha fazla verseler ya, zaten bi boka yaradıkları yok” derken içiniz acır.

Kısacası iiBFliye her kapı kapalı. Okumayın aga 2 yıllık fen tabanlı bi bölüm okuyun meslek edinin daha iyi. Taa ki bir gün iiBF liye de açıköğretimle ya da ikinci öğretimle, sınavlarla yahut başka bir şekilde iiBFlinin de çalışırken başka bir bölüm okuması için fırsat verildiği güne kadar.

Ben devletten bana maaş verin, kadro verin gibi bişey istemiyorum sadece eşit fırsatlarda yarışmak istiyorum. Umarım o günleri de görürüz.

en etkileyici film sahnesi

Cennet Krallıgında, selahaddine "biz kudusu işgal ettiğimizde bir muslımanı sag bırakmamıştık ama siz neden bizi bagısladınız" diyordu fransız soylu. Selo da "Çünkğ ben selahaddin eyyubiyim" diye voleyi vurdu

design specialist

günümüzde emeklisi olmayan bi meslek gibi.

aşkım sen kapat deyince telefonu kapatan erkek

Valla hiç sevgilim olmadığı/olma ihtimalinin de olamadığı için bilemeyeceğim önerme. Bilen biri söylesin de olur da bulursam böyle boktan sebeple kaçırmiyim aga

müşteri beğenisini kazanmış bim ürünleri

Twix dicektim de içinden kış lastiği çıkıyo aga.

peyami safa nın üstad olduğu gerçeği

Banka müfettişlerinde, vergi dairelerinde olduğu gibi değil sanırım ?

sevgilisini minibüsle eve bırakan türk erkeği

öğrencidir, yahut akbili yanında değildir.